ERGEN BEYİN REHBERİ
Daniel J.Siegel
Bütün Beyinli Çocuk kitabı ile ebeveynlere ışık olan nöropsikiyatrist yazar Daniel J.Siegel bu kitapta , çocukların en zorlu gelişim dönemi olan ergenliğin, kaostan kazanım haline geçiş yollarını paylaşıyor.
Kitaptan sizin için seçtiklerim ;
Ergenlerle ilgili efsanelerin en güçlülerinden biri , öfke hormonlarının ergenlerin “delirmelerine” ya da “akıllarını kaybetmesine” sebep olduğudur. Bu tamamen yanlıştır. Bu dönemde hormonlarda artış olur ancak ergenlikte yaşananların nedeni, hormonlardan ziyade beyinlerinin gelişimindeki değişimlerdir. Ergenlik katlanılması gereken bir dönem değil , iyi yönetilmesi gereken bir dönemdir.
Bu dönem gerekli bir duygusal yoğunluk,sosyal ilişkiler ve yaratıcılık dönemidir.Beyin hem idrakimizi hem de ilişkilerimizi etkilediğinden , gençlik yıllarında ,idrak , hatırlama , düşünme , odaklanma , karar verme ve diğer insanlarla ilişki kurma şeklimiz değişir.Beyindeki değişiklikler bilinip doğru yönlendirildiğinde sadece ergenlikte değil ömür boyu bizi desteleyecek yetenekler geliştirme şansımız olur.Beynin değişim süreci ergenin odağını 4 ana başlıkta toplar.
1.Orjinallik Arayışı
2.Sosyalleşme
3.Duygusal yoğunluk
4.Yaratacı araştırıcılık
Tüm bu başlıklar ergene heyecan ve ödül hissi verirken aşırı risk alma, yetişkinlerden uzaklaşma ,huysuzlanma, aşırı tepki verme ve kimlik bunalımına sürükleyebilir.
Kısaca hem fırsat hem risk taşır. Yetişkinler bu 4 özelliği kaybettiklerinde hayat sıkıcı , izole ,tatsız ve tekdüze hale gelir. Yazar ergenlik ve yetişkin yıllarını daha iyi yaşamanın temeli olarak şu kısaltmayı kullanıyor.
Essence = Öz
Es : Emotinal Spark .Duygusal Kıvılcım
Se : Social Engagement . Sosyal İlişkiler
N : Novelty. Yenilik
Ce : Creative Exploration . Yaratıcı Araştırıcılık
Yetişkinler bu 4 alanı tekrar elde ederlerse kuşaklar arası uçurum bir nebze de olsa kapanabilir.
Çocukluk döneminde ebeveynler rol model ve kahraman olarak görülür. Ancak ergenlik dönemi ,hataları ve sınırları olan normal insanlar olarak görülmeye başlandığımız dönemdir. Yenilik arayışları ve bağımsızlık isteklerine savaş açmak yerine güvenli alan açmayı seçebiliriz. Böylece şelaleyi durduramasak da yönünü değiştirebiliriz. Peki bunu nasıl yapabiliriz?
Çocuklarımızın görünmelerini , güvende olmalarını , sakin olmalarını , güvende hissetmelerini ve zihinlerinin daha esnek olabilmesi için çaba sarf ederek sağlayabiliriz.
Zihnimizin nasıl çalıştığını ne kadar iyi anlarsak iç dünyamızı da o kadar sağlıklı hale getiririz. Şu an kim olduğumuz , nasıl bir insan olmak istediğimiz , diğer insanları anlayabilme yeteneği yani empatimiz ve parçaları birleştirme bütünsel olarak görebilme yeteneği ile ilişkileri kıymetli hale getirebiliriz. Kendini bilmek hünerdir. Zihin sadece kendi iç dünyamızı değil , diğer insanlarla olan ilişkilerimizi de etkiler. Duygu ve düşünceler gibi zihinsel faaliyetler de enerji ve bilginin içimizdeki akışını düzenler. Beyinde iyonlar, temel hücre olan nöronların zarlarından içeri ve dışarı akarak bir kimyasal salgılanmasına neden olur. Bu da nöronların birbiri ile iletişimini sağlar. Bu elektrokimyasal enerjidir. En temel seviyede enerji bir şeyler yapma kapasitesidir. Bilgi , bu enerji akışı bir şeyi temsil ettiği zaman ortaya çıkar.
Duygular o an hissettiklerimizle alakalı olabildiği gibi düşüncelerimiz , hatıralarımız ve algılarımızdan da etkilenir. Duygularının , düşüncelerinin ve zihninin farkında olmayan insanlar başkalarına saygı ve merhamet göstermekten uzak davranabilirler. Hayatımızdaki sağlık ve esenliği oluşturan beyindeki bütünselliktir. İyi haber dengeli olduğu sürece beynimiz bir çok yeteneği öğrenebilir.(enstrüman çalmak , yeni bir dil öğrenmek , spor yapmak , teknolojik aletler vb)Uyumlu bir hayat yaratmanın formülü gün içinde birbiri ile çelişen gereksinimler için ayrı ayrı zaman ayırmaktır. Bunları planlamak ve koordine etmek esneklik , uyabilirlik , bağlanmış , enerjik ve kararlılık hissi verir. İçinde bulunduğumuz sosyal ortam ve duygusal durumumuz beynimizin aldığı bilgileri nasıl işleyeceğini belirler. Ergen zihnindeki ve beynindeki değişimleri küçük görmek yerine kabul ettiğimizde onların ihtiyaçları olan rehberliği ve desteği sağlayabiliriz. Bu dönemde beyin iki boyutta değişir. Birincisi beynin temel hücrelerini , sinir hücrelerini ve onların bağlantılarını yani sinir kavşaklarını nasıl azalttığıdır. Buna budama denir. Çocukluk döneminde yoğun olarak alınan bilgilerin budanmasıdır. Kullandıklarımız kalır, ihtiyaç duymadıklarımız atılır.İkinci değişim , bağlantılı sinir hücrelerinin arasındaki zarları kaplayacak şekilde “miyelin” kılıfı oluşturmasıdır.Miyelin bilgi akışının daha hızlı ve senkronize olabilmesi için hücreler arasındaki sinirsel aktivitenin geçişini sağlar.Bu iki temel değişim “budama ve miyelinleşme” ergen beyninin daha bütünleşik olmasına yardım eder. Bütünleşme beynin farklı bölümlerinin bağlanmasıdır ve koordinasyonun artmasını sağlar. Ergenlikte beynin gelişiminin amacı daha bütünleşik hale gelmektir. Ergenliğin son derece önemli olmasının nedeni budur. Bu durumu kabul etmek sınır koymamak demek değildir. Yapılanların ve isteklerin ardındaki niyeti bilmektir. Pozitif iletişim kurmak önemlidir. Hissettiklerimiz hakkında konuşabilirsek onları yönetebiliriz.
Ergenler bizim geleceğimizdir. Onların cesareti ve bazen de diğerleri gibi olmama tarzındaki abartılı ama yaratıcı istekleri sayesinde türümüz çevreye uyum sağlayabilmiştir. Bu kırılgan ve bir o kadar muhteşem dünyada hayatta kalacaksak bizim ve önceki yetişkin nesillerin yarattığı büyük problemleri çözmek için ergen beyninin yaratıcılığına ihtiyacımız var. İletişim kanallarını mümkün olduğunca açık tutmak zor durumları bile yönetilebilmeyi sağlar. Nesiller arası iş birliğini mümkün kılar.
Evdeki ergen çocuklarınız ile iyi ilişkiler kurup ,yürütebilmeniz dileklerimle 🍀