Genel28 Mart 2023by admin0Odada Bir Fil Var!

ODADA BİR FİL VAR!

İngilizcede sevdiğim bir deyim var. “Elephant In The Room”. Kısaca insanların tartışmaktan veya kabul etmekten kaçındıkları , bariz , büyük ,konuşulmayan bir sorunun varlığını anlatır.

Tanıdık geldi değil mi?

Bir çoğumuz, düşüncelerimizi, fikirlerimizi  iş yerimizde , arkadaş ortamlarında hatta evlerimizde konuşmaktan kaçınır olduk. Odadaki filin herkes farkında ama kimse konuyu gündeme getirmek istemiyor. Bunun yerine herkes filin etrafında sessizce dolaşıyor… Bunun sebebini az çok anlayabiliyorum. Evet, zorlu konuşmaların korku ve kaygı yaratması doğaldır. Statükoyu kaybetme korkusu, konfor alanını kaybetme korkusu , incitmekten kaçınma , eski yaraların açılmasından korkma , yüzleşmekten kaçınma, başa çıkamamaktan korkma… Ama  bildiğim diğer bir şey var ise o da fillerin çok çabuk büyüdüğüdür.4 metre boya ve 7 ton ağırlığa ulaşabilirler. Bu boyuttaki bir fil bira köpüğü gibi bardağı taşırdığında , eleştiri, yargılama ve hatta aşağılama dürtüsü ile tepki verenleri sıkça görmüşsünüzdür. Başka bir ortam veya kişide rahatça gözlemlediğimiz bu olay neden yine de gelir, kendi ayağımıza dolanır?

Hadi bir soru daha sorayım. Hiç iletişimi bir sorumluluk olarak düşündünüz mü?

Hitap şekliniz , sözcükleriniz ,yazdıklarınız , mesajlarınız , yersiz şakalarınız ,beden diliniz , ses tonunuz ,yansıttığınız enerji….

Odanın ortasındaki fil büyük bir negatif enerji yansıtır. Bu enerji içinde bulunduğu ortama ve kişilerin tamamına bulaşır. Odanın ortasında gerçekten bir fil olsa ne yapardınız? Hem size hem file hem de çevreye zarar gelmeden nasıl onu odadan çıkarabileceğinizin yollarını arardınız değil mi? Bu perspektifle odadaki filden kurtulmanın formülü, içinde bulunduğunuz duruma dair sorumluluğunuzu fark edip ,onu ortadan kaldırmak için çaba sarf etmekte gizli..

Bu çabayı konunun özünü, açık ve net bir şekilde ortaya koyarak ,iyi niyetle , samimiyetle , gerçekten dinleyerek ve çözüm üreterek gösterdiğinizde ,  fil direnmeden odadan çıkıp gidecektir. Jim Rohn “Etkili iletişimin %20’si bildikleriniz ,%80’i bildikleriniz hakkında ne hissettiğinizdir.”der. https://en.wikipedia.org/wiki/Jim_Rohn

Sizin için önemli olan ne? Sizin için önemli olana odaklandığınızda beden diliniz ve hisleriniz uyumlanır .Bu uyum konuyu çözmek için daha istekli olmanızı ve sorumluluk almanızı kolaylaştırır. “Konuşma , insan aklını kullanma sanatıdır” der Platon. Tatsız konuları konuşmaya başlamadan  önce  algılarınızın gerçeği yansıttığından emin olmalısınız. Nasıl bir giriş yapacağınızı , nelere değineceğinizi ve en uygun zaman dilimini belirlemelisiniz. Unutmayın! Hiç bir sorun , gerginlikle yaşamaktan daha acıtıcı değildir.

Share

YORUM BIRAKIN

Mail Adresiniz Gösterilmeyecek. Doldurulması Gerekiyor.