Çoğumuz başarısız olmamak için yapmak istediğimiz bir çok şeyden kaçınıyoruz.Sınavlar , finaller , yaklaşan iş görüşmeleri , sunumlar…. Ne kadar iyi hazırlanırsak hazırlanalım hep bi endişe duyuyoruz.Kaçamayıp yapmak zorunda kaldıklarımızdan sonra ise keşke şöyle yapsaydım keşke şunları söyleseydim dediğimiz bir çok kusur buluyoruz.Oysa tüm o bulduğumuz kusurlar, bir sonraki deneyimde neleri yapıp , neleri yapmamamız gerektiğini bize öğretmeye çalışan önemli mesajlar.Mesajları önemseyip bir sonraki uygulamada dikkate alırsak, gelişiyoruz. İşte o zaman başarı basamaklarını tırmanmaya başlıyoruz. Öyleyse gelin başarısızlığa farklı bir perspektiften bakalım.
- Başarısızlık karakterinizi güçlendirir.
Konfor alanında yaşamak kolaydır.Hiç bir zorluk olmaz , bizi rahatsız eden hiçbir şey yoktur , endişe duymayız.Hep aynı şeyleri , aynı şekilde yapmak o an için bize iyi hissettirse de gelişmemiz ve ilerlememizin önüne set çekmiş oluruz.Konfor alanında çıkmak için küçük denemeler yapmak , farklı şeyler deneyimlemek , zorlukları ya da oluşabilecek aksilikleri göze almak , yeri geldiğinde başarısızlıklarla yüzleşmek karakter gelişiminin yapı taşıdır.Başarısızlığı aşmak için verdiğimiz mücadele , daha kararlı olmamıza ve ulaşmak istediğimiz yere daha motive hareket etmemizi sağlar.Zorluklarla mücadele etmek ve ufak ufak başarabildiğimizi görmek, hayatın güzelliklerini yaşamamız konusunda daha deneyimli ve cesur olmamızı sağlar.Cesaret hiçbir şeyden korkmamak değil , korkuyor olmaya rağmen devam etmektir.
- Başarısızlık en bilge öğretmendir.
Konfor alanında yaşamak daha az proaktif olmamıza sebep olur.Oysa yaşayacağımız hayal kırıklıkları , bizim için neyin önemli ve değerli olduğunu fark etmemizi sağlar.Hayal kırıklıklarından çok şey öğreniriz.Önemli olan hatalarımızı fark ederek aynı hatayı tekrar yapmaktan kaçınmak ve eksik yanlarımızı geliştirmektir.
- Başarısızlık gelişime açık yönlerimizi görmemizi sağlar.
Örneğin şu anda bulunduğun ortamda kendini ve potansiyelini gösteremiyorsan iletişim ve liderlik becerilerini geliştirmen gerekiyor olabilir.
Öğrenciler için zayıf bir not , başarısızlık demek değildir.Bir şeylerin yolunda gitmediğine dair verilen bir uyarı sinyalidir. Sızlanmak , yok saymak veya unutmaya çalışmak sonuç vermez. Hep aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek fayda sağlamaz. Neleri farklı yapmalıyım? Bu durumdan ne öğrendim? Hangi konularda hangi adımları atmalıyım? Nasıl telafi edebilirim? Sorularını yanıtlamak gelişerek ilerlememizi sağlar.
- Başarısızlık yeniden başlamaya teşvik eder.
Hepimiz doğduk ve düşe kalka da olsa yürümeyi öyle öğrendik değil mi? İyi haber insan beyni ve iradesi yeniden ayağa kalkmak üzere kodludur. Hayat her zaman yeni fırsatlar sunar. Yeniden başlayabileceğimiz imkanlar mutlaka karşımıza çıkacaktır.Her zaman farklı bir yol bulabilir , gerektiğinde destek alabiliriz. Üstelik bu sefer neleri yapıp neleri yapmayacağımızı iyi biliyoruz.Bir adım öndeyiz.
- Başarısızlık en yüksek potansiyelimize ulaşmamızı sağlar.
Tam potansiyelimize ulaşabilmek için bir çok kez denemeliyiz.Her bir deneyimden öğrendiklerimizi cebimize koyarak zorluklarla daha kolay mücadele ederiz.Bunun için başarısızlığı göze almak önemlidir. Neden başarısız olduğumuzu anladığımızda başarısızlık , başarılarımızın en büyük destekçisine dönüşür.
Hiç başarısız olmamış biri ,hiç yeni bir şey denememiştir. Her şeyin değiştiği , yenilendiği dünyada yeni şeyler denememek yaşamdan kopmamıza neden olur.
Hayatta en önemli amaç gerçekten yaşamaktır.O halde denemeye devam ☺
ÜNLÜLERİN VE BAŞARILI KİŞİLERİN MENTORLÜK İLİŞKİLERi
Bu mentorlükler yapılmasaydı sizce dünya nasıl bir yer olurdu?
- Steve Jobs’un Mark Zuckerberg’e mentorlüğü ;
Efsane ikilinin POLO ALTO çevresinde yürüyüşler yaparak gerçekleştirdikleri sohbetlerin içeriğini Mark Zuckerberg Steve Jobs’ın vefatının ardından ; Steve , akıl hocası ve iyi bir arkadaş olduğun için teşekkür ederim.İnşa ettiğimiz şeylerin dünyayı nasıl değiştirebileceğini gösterdiğin için teşekkürler, seni özleyeceğim’
Sözleriyle açıkladı.Sizce bu sohbetler facebook’un yönetimi ve gelişimini nasıl etkilemiştir?
- Maya Angelou’nun Opraf Winfley’e mentorlüğü ;
Oprah , Maya her zaman benim yanımdaydı ve hayatımın en önemli yıllarında bana rehberlik etti.’Mentorler önemlidir ve kimsenin bir akıl hocası olmadan dünyada büyük işler başarabileceğini sanmıyorum ‘diyerek mentorlük ve mentorüne verdiği değeri ifade ediyor.
- Christion Dior’un Yves Saint Laourent’e mentorlüğü ;
Bir dakika onlar rakip değiller mi? Diye sorduğunuzu duyar gibiyim.Aslında önce Yves Laourent Dior’un kişisel asistanıydı. Dior’un houte couture sırrını ve şirketleri yönetim prensiplerini Dior’dan öğrendi.Laourent ‘Dior için bana sanatımı öğretti, onun yanında geçirdiğim yılları asla unutamam’ diyerek ifade ediyor.
- Warren Buffet’ın Bill Gates’e mentorlüğü ;
Dünyanın en başarılı iş adamlarından Bill Gates tavsiye almak için Buffet’a başvurduğunu ve Buffet’ın türünün son örneği olduğunu söylüyor.Masada neler konuşuldu dersiniz?
- Sokrates’in Platon’a Platon’un da Aristoteles^e mentorlüğü ;
Akıl hocalığının M:Ö.400lere kadar dayandığının en güzel örneği.Aynı zamanda öğrencilerin de nasıl birer ustaya dönüşebildiklerini göstermesi açısından da önemli.
- Mahatma Gandhi’nin Nelson Mandela^ya mentorlüğü ;
Hiç tanışmamış olsalar da Mandela’nın Gandhi’nin kitaplarından çok etkilendiği ve onun öğretilerinden faydalandığı biliniyor.
Bu kişilerin yan yana fotoğrafları açıklamaların yanında yer alırsa hoş olur.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN KARİYER YOLUNU AYDINLATACAK FİKİRLER ;
Sevgili üniversiteli evet güzel hayallerin var ve hayal etmek sahip olmanın ilk adımı.Peki O hayale giden planın hazır mı? Bir plana sahip olman önemli konuları ve neyin öncelikli olduğunu belirlemen açısından önemlidir.Kariyer yolunda sana rehberlik edecek bir plan oluşturabilmen için önce hayallerini, tutkularını ve hedeflerini net olarak ortaya koymalısın.Bu konularda henüz çok net değilsen üzülme.Bu çok doğal bir durum. Aşağıda kariyer yolunda netleşmeni kolaylaştıracak bazı sorular paylaşıyorum. Cevapları birçok şey fark etmeni sağlayacaktır.İşte sorular :
Farz edelim ki zamanda yolculuk mümkün ve takvimi 20-30 yıl ileri sarıyorsun. Şimdi o yaştasın , kendini nerede görüyorsun?
Emekli olduğunda neleri elde etmiş olmak istiyorsun?
Farz edelim ki annen veya babanın yaşlarındasın. O yaştan şöyle bir geriye doğru bakıyorsun. O yaşlara kadar neler yaşamış , neler deneyimlemiş olmak sana iyi hissettiriyor. İyi ki yaptım dediklerin neler?
Tüm bu sorulara cevap verdikten sonra benzer yolları yürümüş ve benzer hedefleri başarmış kişilerin hayatlarını araştırmak ve attıkları adımları incelemek farklı bakış açıları görmeni sağlayabilir.Aldıkları eğitimler , hedefe ulaşmak için ayırdıkları zamanlar , çalıştıkları kurumlar , üstlendikleri sorumluluklar , aldıkları destekler.Tüm bunları görmek seni heyecanlandırıyor mu? Heyecanlandırmıyorsa hedefini yeniden gözden geçirmen faydalı olacaktır .Eğer heyecanlandırıyorsa benzer işleri yapmak istediğinin harika bir göstergesi olabilir. Aynı adımları atamayacak olmak seni endişelendirmesin. Zaman değişiyor , teknoloji ilerliyor.Yaratıcı olup çok daha iyi yollar yaratabilirsin.
Hedefini 3-5 yıllık planlara ayırarak adım adım ilerlemek motivasyonunu korumanı sağlar.
Atlatacağın sınavlar , almak istediğin eğitimler , gitmeyi planladığın okullar , stajlar , roller , çalışmak istediğin firmalar ve üstleneceğin sorumlulukları madde madde yazmalısın.Hırslı olmaktan ziyade gerçekçi hedefler olduğundan emin ol.Gerçekçi adımların bi tık zorlayıcı olmasına özen göster ancak seni şüpheye düşürebilecek çok zorlu planlardan uzak durmalısın. Başarabileceğine olan inancın tam olduğunda planını güvendiğin kişilerle paylaşıp geri bildirim alabilirsin.Geri bildirim dikiz aynasından yolu kontrol etmek gibidir.Kontrollü olarak ileri gitmeni sağlar.Verilen bildirimleri süzgecinden geçir ve gerekirse ek önemler planla.
Artık bir planın var. Yaptığın planın bire bir işlemesi hayatın akışı gereği mümkün değildir.Bu yüzden belli periyodlarla planının zamanın ruhuna uyup uymadığını kontrol edip ,güncellemelisin.
Unutma hayat odağını koyduğun yerde şekillenir.
Yolun açık olsun ….
HER ŞEY ACİL VE YAPACAK ÇOK İŞİM VAR
Kardiyolog Meyer Friedman ve Ray Roseman hastaların çoğunda aciliyet duygusunun hakim olduğunu fark ederek acele hastalığı terimini ortaya attılar. Günümüzde her şeye yetişme telaşı içinde olduğumuzu göz önüne alınca hiç de haksız olmadıklarını düşünüyorum.Sürekli bir mücadele içindeyiz.Bir toplantıdan diğerine , bir webinardan diğerine geçerken ,iş ve özel hayatımızı dengelemenin yollarını arıyoruz. Hızlı düşünmeliyim , hızlı konuşmalıyım , hızlı hareket etmeliyim.Sürekli yapacak çok işimiz var ve zamana karşı yarışıyoruz.Yetiştirmek zorunda olduğumuz işler bir yana yapmak istediklerimiz ve ihmal ettiğimizi düşündüklerimiz sanki bize en fazla baskıyı nasıl verebilecekleri konusunda anlaşmış gibiler.2 dakika zaman kaybına tahammülümüz yok.Ne yazık ki London Business Scholl , yöneticilerin çok çalışkan oldukları, üstesinden gelebileceklerinin çok üzerinde görevler aldıklarını ve yapabileceklerinin çok daha fazlasını taahhüt etmeye alıştıklarını ve bir çok başarıya imza atmalarının yanında %95’inin sürekli bir telaş içinde olduğunu tespit etti.
Her an her yerde bağlantıda olmayı istemek ve bir şeyleri kaçırıyor hissine sahip olmak vücudumuzun stres seviyesinin yükseltebilir.Stres altındayken verileri sağlıklı işlememiz zorlaşır.Hiç istemesek de verimimiz düşer , gergin oluruz ve bu gerginliği sevdiklerimize yansıtırız.Kendimizi ve sevdiklerimizi korumak istiyorsak;
Teknolojik gelişmeleri takip ederek iş akışımızı kolaylaştıracak teknolojileri hayatımıza alabilir ve aşağıdaki soruları cevaplandırarak telaş ve aceleden bir nebze de olsa uzak durabiliriz.
Şöyle bir durup düşündüğünüzde aslında içinizden gelmese de insanların isteklerine çok fazla evet diyor olabilir misiniz?
Yapmak zorunda olduğunuzu hissettiğiniz işleri gerçekten sizin yapmanız gerekiyor mu?
O etkinliğe katılarak nitelikli zaman geçirebileceğinizi düşünüyor musunuz?
Sevdiğiniz insanların hatalarını telafi edebilmek için çok fazla çaba
sarf ediyor olabilirsiniz.Onları ,uygun dille geliştirici geri bildirimler vererek sürece dahil ettiğinizi hayal edin.Sizin için neler farklı olur?
Yapmanız gereken her şey acil görünüyor olabilir.Peki hangisi daha önemli?
ZİHNİYETİN ÖNEMİ
Mutlaka fark etmişsinizdir, bazı insanlar kendilerini göstermek konusunda istekli olup parlıyorken diğerleri yeteneklerine rağmen sönük kalırlar. Araştırmalar bu farklılığa kişilerin zihniyetinin sebep olduğunu ortaya koyuyor. Yeteneğin doğuştan geldiğini ve değiştirilemez olduğuna inanan sabit zihniyete karşı yeteneklerin çalışarak çabalayarak geliştirebileceğine inanan, kontrolün kendisinde olduğunu düşünen gelişim zihniyeti.Bu iki farklı zihniyet farklı davranışlara ve dolayısıyla da farklı sonuçlara sebep olur.
Çocuğunuzun gelişim zihniyetine sahip olup parlamasını arzu ediyorsanız ;
- Yetenek yerine çabalarını övün
Örneğin matematikte çok iyisin demek yerine matematik sınavından aldığın not harika çok çalıştın ve karşılığını aldın tebrik ederim diyerek süreci ön plana çıkarın
- İstediği sonuçları elde edemediği zaman bu deneyimden neler öğrendin? Şeklinde soru sorarak bir sonraki sefere neleri daha iyi yapabileceğine odaklanmasını sağlayın
- Bir sorunla karşılaştığında ne yapması gerektiğini söylemek yerine bu sorunun üstesinden nasıl gelebilirsin? Neler yapabilirsin? Başka ne olabilir? Şeklinde sorular sorarak çözüm üretmesi için destekleyin.
ÇOCUĞUNUZ HANGİ ÖĞRENME STİLİNE SAHİP ?
Her öğrenci farklı öğrenir.Bazı öğrencilerin güçlü yönleri okumak ve yazmak iken diğerleri deneyimleyerek çok daha kolay öğrenebilir. 4 ana öğrenme stilinden bahsetmek istiyorum.Görsel , işitsel , okuma ve yazma ve kinestetik .Çoğu öğrenci dersin içeriğine göre bu dört stilin kombinasyonunu kullanıyor olsa da her zaman biri daha baskın kalır. İşte detaylar ,
Görsellerle daha kolay öğrenenler
Resim, harita , şekil içeren etkinliklerle daha ilgilidir. İnsanları , kelimeleri ve yerleri kolay hatırlar.Nesnelerle arası iyidir.Eğer bir örnek gösterilmişse istenileni çok iyi yapar.
Görsel öğrenme yeteneği ile daha hızlı öğrenmesini desteklemek için Renkli kalemlerle not tutmasını sağlayın.Zihin haritaları ve bilgi kartları ile sınavlara hazırlanması başarısına katkı sağlayacaktır.
İşitseller , Seslerle daha kolay öğrenenler
Oyun oynarken veya ödevini yaparken sık sık şarkı söyler ya da konuşur. Sözlü yönergeleri takip etmekte başarılıdır. Başkaları ile konuşmaktan ve uzun sohbetlerden hoşlanır. Çok soru sorar.İyi dinleyicidir.
Çalışma notlarını yüksek sesle okuması etkili olur.Çalıştığı konuya ait tekerlemeler , şarkılar , hikayeler uydurursa çok kolay hatırlar.
Okuma ve Yazmayı Sevenler
Kitap okumayı ve hikaye yazmayı sever.Okuduklarını hatırlamakta çok iyidir. Sessiz bir yerde tek başına çalışabilir.Yapması gerekenleri yazarak not şeklinde iletirseniz çok daha etkili olur. Mutlaka elle not almasını sağlayın.Sizde arada sırada el yazınızla yazılar yazarak iletişim kurun.Çalışma listeleri oluşturması başarısını arttırır.
Kinestetik , Hareket ederek daha kolay öğrenenler
Hareketsiz duramaz. Ders boyu oturmakta zorlanır.Oyun oynamak , spor yapmak gibi aktif faaliyetleri sever. Hemen harekete geçer.Çalışmaları eğlenceli ve hareketli bir aktiviteye dönüştürmek etkili olur.Hareket etmesi uygun olmayan zamanlarda Stres topu alıp sıkmasını veya ayaklarının altına bir top koyarak ayaklarını hareket ettirmesini sağlamak öğrenmesini destekleyecektir.Zıplayarak çok kolay ezberler.
2021 YILI VE ÖTESİ İÇİN YATIRIM TAVSİYESİ ☺
- Yeni beceriler geliştirin (reskilling) yada mevcut becerilerinizi tazeleyin (upskilling)
Değişime ayak uydurabilmeniz için gerekli olan 4 beceri ;
*Dijital okur yazarlık
*Kendi kendini yönetebilmek , önceliklendirebilmek
*Yaratıcılık
*Pazar sezgisi ( Ticari empati)
- Esnek bir zihniyete sahip olmak ve esnek kariyer yollarını şekillendirebilmek için zihninizi eğitin
- Eşit, farklılıkları kucaklayan ve kapsayıcı bir yaşam alanı yaratın
- Bugünün kötüsünü terk etmeye istekli değilseniz , yarının problemini çözemezsiniz. Yeni deneyimlere açık olun.
- Bütünsel Zindelik kazanmak için zihinsel , duygusal ve fiziksel sağlığınıza dikkat edin
- Tüm işlerinizde Nasıl insan odaklı olabiliriz? Nasıl yardımcı
olabiliriz? Sorularının cevapları ile çözümler bulun.
Hayat yolculuğunuzun doğru yönde gittiğinden emin misiniz?
Değerleriniz hakkında çalışma yapmadıysanız doğru yönde gittiğinizden emin olamazsınız.Kişisel değerlerinizi bilirseniz ve onlarla uyumlu adımlar atarsanız hayatınızdan memnun olma olasılığınız artar.Değerler hangi yöne giderseniz gidin, hep doğru yönde ilerlemenizi ve dengede olmanızı sağlar.
Değerlerin 7 özelliği ;
1)Değerleri özgürce seçersiniz , size empoze edilemez
2)Hedef değildir.Yaşam boyu eşlik ederler
3)Sizi kısıtlamaz, rehberlik ederler
4)Yaşamınızda aktif rol oynarlar
5)Yaşamak istediğiniz yaşam tarzına yaklaşmanıza yardım ederler
6)Sizi sosyal kıyaslamalardan korurlar
7)Zihinsel sağlığın olmazsa olmazı kendini kabulü geliştirirler
Değerlerinizle ilgili kendi kendinize çalışma yapabilmeniz için sorabileceğiniz bazı sorular ;
1.Yüreğimin derinliklerinde benim için önemli olan şey ne?
2.Nasıl bir ilişki kurmak istiyorum?
3.Hayatımın ne ile ilgili olmasını istiyorum?
4.Çoğu zaman kendimi nasıl hissediyorum?
5.Ne zaman kendimi capcanlı hissediyorum?
6.Bir mucize olsa ve tüm kaygı ve endişe veren durumlar yok olsa hayatım nasıl olur?
7.Kaygı ve endişe veren konular olmasa nelerin peşine düşerim?
8.Kendim gibi olduğum zamanlar var mı?
Bu soruların cevapları kılavuz ilkelerinizi belirlemenize destek olur.Doğru veya yanlış yoktur.Değerler evrensel değildir.Bir kişi için doğru olan başka bir kişi için doğru olmayabilir.Bu soruların cevapları zaten içinizde bulunuyor ve siz farkında olmadan tepkilerinize yansıyor olabilir.Değerlerinizin farkında olmak neyin önemli neyin önemli olmadığını belirlemeniz ve potansiyelinizi ortaya çıkarabilmeniz için önemlidir.Daha esnek ve deneyime açık olmamızı sağlarlar.Daha isabetli seçimler yapmanızı sağlarlar.Seçiminizin sonucu yanlış bile olsa o seçimi neden yaptığınızı bilmek pişmanlık hissetmenizin önüne geçer.
Kim olduğunuzu ve neyi savunduğunuzu belirlemeniz adımlarınızı doğru yönde atmanızı sağlayacaktır.